Selam olsun tüm Steemit tr sevdalılarına!
Son zamanlarda yaşadığım yoğunluklar ve yorgunluklar pek hız kesecek gibi gözükmüyor, bu sebeple varlığımı hissettirme konusunda aşağı doğru oluşan trend sanırım bir süre daha devam edecek. Bu duruma; “Peeh çok da fifi” diyenler lütfen içinden deyiversin. Gerçekleri yüzüme yüzüme söylemek zorunda değilsiniz. Yüzümü de gerçeklere gerçeklere vurmak zorunda değilsiniz. Hem yüzüm yüzüme baka baka kararırsa, yüzün de yüzüne baka baka kararabilir. Öyleyse yüzün yüzüme ve hatta yüzüm yüzüne baka baka kararabilebilir.
Sanırım kendimi ifade etme yollarında yine başarılı taklalar atmış bulundum.
Kaldığım yer ise bulunduğum trend idi. Bulunduğum tren de olabilirdi ama ben hiç trende bulunmadım, çünkü trende hiç kaybolmadım. O sebeple tren değil trend olmasının ne kadar apaçık mantıklı olduğunu anlamak sivrisinek caz.
Yani özetle nihayetinde diyorum ki; o trende inat, ben yine de grafiği bozabilmek adına bulduğum ilk uygunlukta bir röportaj patlatayım istedim.
İstedim istemesine ama istemek yetmiyor işte. Maalesef röportaj yapacak birini bulamadım.
Bulamayınca çok üzüldüm. Çok üzülünce gözlerim doldu. Gözlerim dolunca ağladım.
Bir köşe başında hıçkır hıçkır ağlarken, omuzumda hissettiğim bir el ile kafamı kaldırdım. Ne olduysa o andan itibaren oldu.
Ne mi oldu?
Gökten üç elma düştü. İkisini yedim, üçüncüsü elma değilmiş. Bir küreymiş. Bu küre bana bir melek getirmiş.
Buyurun öyleyse;
Merhaba sevgili @baycan, uzun zamandır görünmüyorsun, nerelerdesin?
Öncelikle; Hi World! Görünmüyor olabilirim ama neden olumsuz cümleler kuralım ki. Görünmüyor gibi görünüyorum diyerek olumlu bir kelime ile biten bir cümleyle ifade edilmeyi tercih ederim.
‘
Ha şey, ben yani olumsuzluk anlamında bir şey söylemek istememiştim. Peki, madem şöyle sormaya çalışayım; yakın zamanda senden bir yazı görebilecek miyiz?
Görmek isteyen gözler her an benden bir yazı görebilir. Mesela şu anda görmek isteyen bir göz var ise, hemen benim sayfama giriversin. Muhakkak benden birçok yazı görecektir.
‘
Hım anlaşıldı, bu soru üzerinde çok durmamı istemiyor olabilirsin ama biz ona istemiyor gibi görünüyor olabilirsin diyelim.
Bak senin hep kafasız olduğunu söylerdi arkadaşlar discord kanallarında, ben de üstüne gitmeyin kafasının çalıştığı şeyler illaki vardır derdim. Haklı çıktım. İşte kafanın ne kadar çalıştığını görsün arkadaşlar.
‘
Ya demek öyle derlerdi.
Merak etme artık diyemezler.
‘
Üzüntümü daha sonraya saklayayım ben en iyisi. Pekâlâ, sana geri dönelim. Bize biraz kendinden bahseder misin?
Kendimden bahsetmeyi çok sevmem. Beni bilen bilir, bilmeyenler zaten bilecektir.
‘
Seni burada herkes biliyor tabii, bu anlamda gereksiz bir soru sorduğumu kibarca yüzüme vuruyorsun sanırım ama işte ne yaparsın. Bir röportajın sanki olmazsa olmazı bu soru. Yoksa herkes senin steemit tr nin neşe saçan meleği olduğunu biliyor.
Aman kıyamam yalakalık da yaparmış abuk kuş.
‘
Yok efendim ne yalakalığı, olan neyse onu söyledim.
Hadi oradan be! Arkadaşlar derdi senin ne kadar yalaka olduğunu da ben yine seni savunurdum.
‘
Aman ne oluyor yahu? E tamam ne oldu da fikrin değişti böyle? O arkadaşlar da maşallah hakkımda pek çok şey söylemişler.
Bilemiyorum, nedense şu anda bütün fikirlerim değişiverdi.
‘
Tam da şu anda mı?
Evet, tam da şu anda! Yalan mı söyleyeceğim sana? Gerçek yüzünü gördüm demek. Bütün üzerimdeki pozitifliği, neşeyi, iyiye dair ne varsa aldın sıfırladın resmen. Arkadaşları dinlemiş olsaydım, daha temkinli davranırdım. Köşe başlarında ağlıyorsun diye yardıma gelmezdim. Allah’ından bulsun der, tükürür geçerdim.
‘
Korkutuyorsun beni. Bu sen olamazsın.
Ne demek ben olamam. Sen bana ben olamayacağımı söyleyerek ne ima ediyorsun? Sen benim neeler yaşadığımı biliyor musun?
‘
Yo, ne oldu, neler yaşadın?
Ben ölülerin kokusunu duydum, cinayetlerin peşinden koştum. Otopsiler benden sorulur oldu. E lütfen müsaade et de artık bende biraz olsun sinirlenebileyim. Ne bileyim, o kadar cinayetle muhatap olmuş biri olarak, artık birilerini öldürmek benim de hakkım diye düşünüyorum.
‘
Birilerini mi öldürmek senin de hakkın?
Nihaaahaaa! Evet, mesela seni burada şakkadanak öldürebilirim. Ya da seni bizim evin bahçesine bağlayıp, kurban bayramında da kesebilirim.
Ehe he… derin derin nefes al lütfen, gittiğin Mevlana ziyaretlerini düşün, olumlama yöntemlerini hatırla.
Ya bak Mevlana deyince birden akan sular durdu. Saat durdu, yelkovan durdu. Bir sakinleşme isteği gelmek üzereydi ki seni kıtır kıtır kesme isteğimin gitmediğini fark ettim. Bana neler oluyor ya?
‘
Bilmiyorum ama bu röportajlarda genel olarak bir sıkıntı var. Sen şimdi beni kesip yok etme isteğini bir kenara bırak lütfen. Hızlıca bir diğer soruya geçerek havayı dağıtalım. Senin bir sihirli küren vardı, ne oldu ona?
Sihirli küremi insanlar faydalansın diye serbest dolaşıma bıraktım. Hem küreden sıkılmıştım. Artık sihirli bir prizmam var.
‘
A ne diyorsun, prizma olunca daha mı gelişmiş oluyor, anlatır mısın?
Tabii bak prizma olunca 5 farklı yüzü oluyor. Her bir yüzü birbirinden farklı çalışıyor. Bir yüzü geleceği, bir yüzü geçmişi, bir yüzü uzayda istediğim bir bölgeyi, bir yüzü ise masallar diyarını gösteriyor.
‘
Hım bir dakika ama sadece dört tane yüzün ne işe yaradığından bahsettin. Peki beşinci yüz ne işe yarıyor?
Ha oradan televizyon izliyorum ya.
‘
Televizyon mu, aha ha hiç beklemiyordum bu cevabı. Televizyona bak, o kadar sihrin arasına gelmiş yerleşmiş yine.
Televizyon tabii ama sizin daha izlemediğiniz dizileri izleyebiliyorum ben oradan. Hatta siz bir dizinin 1. Sezonunu izlerken ben daha çekilmemiş bölümlerini ve sezonlarını izleyebiliyorum.
‘
Vay canına, bak bu çok iyiymiş. Bu prizma gerçekten efsaneymiş diyorum ve hızlıca bir diğer soruma geçiyorum.
Geç tabii, “peki neden steemit?” i sor hadi sor.
‘
A nereden bildin onu soracağımı ya?
Sihirli prizmam var dedim ya sana.
‘
Of ya bunlara bakmasaydın bari. Bütün keyfi kaçtı röportajın.
İstersen seni öldürüp öldürmeyeceğime de bakabilirim.
‘
Aman aman o konuya girmeyelim tekrar. Lütfen söyle; peki neden steemit?
Burada da yardıma ihtiyacı olan birileri vardır diye koştum geldim. O kadar yani.
‘
Senin steemit tr nin meleği olduğunu söylerken yalakalık yapmadığımı da bil lütfen.
Ben arkadaşların dolduruşuna gelmiş olabilirim bilemeyeceğim ama nedense sana karşı çok feci bir agresyon büyüyor içimde.
‘
Tamam tamam son soru ; Steemit’te en sevdiğin yazar / hesap? Ama sadece bir tane lütfen.
İçimde büyüyen bu öfkeye rağmen, en sevdiğim hesabın @tahirozgen olduğunu söyleyebilirim.
‘
Kesin @sahinadm bu cevaba inanılmaz çok şaşıracaktır. Desteğin ve varlığın için çok teşekkür ederek ben topukluyorum.
Dur kaçma, bak sana Ninja kılıcımı göstereceğim. Bu ne hız ya hemen gözden kayboldu. Ya şimdi düşündüm de, arkadaşların dediği kadar salak değil mi acaba? Ay bak üzüldüm şimdi, öldüresim de geçti. Neyse ne demiş Ah canım Vah canım? Pozitif düşünceli kazanır!
‘
https://www.youtube.com/watch?v=cbQXkfRcamY
Story & Image Copyright: OTahirZGN